
Berenice Abbott (1898 – 1991)
Amerikalı Fotoğrafçı Berenice Abbott Springfield, Ohio’da doğdu ve annesi, née Lillian Alice Bunn tarafından büyütüldü. İki dönem boyunca Ohio State Üniversitesi’ne devam etti, ancak 1918’in başlarında profesörü görevden alınınca okulu bıraktı. Paris’te daha önce fotoğrafçılık bilgisi olmayan birini tercih eden Man Ray’in asistanı oldu.
Üniversite çalışmalarını tiyatro ve heykel üzerine yaptı. Paris ve Berlin’de heykel eğitimi alarak iki yıl geçirdi. Paris’teki Académie de la Grande Chaumiere’de ve Berlin’deki Prusya Sanat Akademisi’nde eğitim aldı. Görsel sanatlar alanındaki çalışmalarına ek olarak Abbott’un, deneysel edebiyat dergisinde şiirleri yayınladı.
Man Ray’in Montparnasse’deki portre stüdyosunda karanlık oda asistanı olarak işe alındığı 1923 yılında fotoğrafçılığa başladı. 1921’de ilk eserleri Parisli galeri Le Sacre du Printemps’te sergilendi. Kısa bir süre Berlin’de fotoğrafçılık okuduktan sonra, 1927’de Paris’e döndü ve Rue Servandoni’de ikinci bir stüdyoya başladı.
1925 yılında Man Ray onu Eugène Atget’in fotoğraflarıyla tanıştırdı. Atget’in çalışmalarıyla ilgilenmeye başladı. 1929’un başlarında, Abbott, Atget’in fotoğrafları için Amerikalı bir yayıncı bulmak için New York City’e gitti. Bundan sonra çoğu zaman portre fotoğrafçılığı yaparken belgesel fotoğrafçılığa geçti. Paris’e geri döndü, stüdyosunu kapattı ve Eylül ayında New York’a geri döndü.
New York’ta fotoğraf merkezleri ile köprü kurabilen önemli bir kişiydi. Şehrin ilk fotoğrafları elle tutulan Kurt-Bentzin kamerayla çekti, ancak kısa süre sonra 8 x 10 inç negatif üreten bir Century Universal kamera aldı. Bu büyük formatlı kamerayı kullanarak detaylara gösterilen özen ve titizlikle New York’u fotoğrafladı. Çalışmaları, 1937’de City Museum’da “Changing New York” sergisinde yer aldı. Bu, New York City’nin dönüşümünü göstermek için yapılmış bir çalışmaydı. Mahallelerin değişimi ve gökdelenlerin alçak binalara yerleştirilmesi gibi zihinsel bölümünden ziyade dönüşümün fiziksel kısmına daha fazla odaklandı.
Sanat Anlayışı
Sanat anlayışı, kent dokusunun ve toplumsal yaşamın belgelenmesine dayanır. 1930’ların başında New York’a döndüğünde şehrin geçirdiği büyük mimari ve kültürel dönüşüm karşısında derin bir etki hisseden Abbott, bu değişimi belgelemeye karar verdi. Bu düşünceden doğan “Changing New York” (Değişen New York) projesi, onun en bilinen eserlerinden biri oldu. Proje, New York’un gökdelenlerle dolan siluetini, yok olan tarihî yapıları ve değişen yaşam biçimini etkileyici bir gerçekçilikle gözler önüne serdi. Fotoğraflarında perspektif, doku ve ışığın etkileyici kullanımı dikkat çekerken; biçim ve içerik arasında güçlü bir denge kurar.
Abbott aynı zamanda bilimsel fotoğrafçılıkta da öncü bir figürdür. 1930’ların sonlarından itibaren fiziksel olguları – örneğin hareket, ışık, manyetizma – görselleştiren fotoğraf teknikleri üzerine çalıştı. Bu alandaki çalışmaları, bilimsel eğitimin görselleştirilmesinde önemli katkılar sağladı. Massachusetts Institute of Technology (MIT) ile iş birliği yaparak bilimsel konuları halka açık ve görsel açıdan anlaşılır kılan fotoğraflar üretti.
Abbott’un fotoğraf anlayışı; gözlem, gerçekçilik ve belgelemeye dayanır. Sanatın toplumsal gelişmeleri yansıtma ve arşivleme sorumluluğunu taşıdığına inanır. Teknik olarak sade ama kompozisyon açısından son derece güçlü kareler yaratır. Özellikle kent yaşamındaki dönüşümleri dramatize etmeden, doğrudanlıkla belgeleyen yaklaşımı, onun belgesel fotoğrafın kurucu figürlerinden biri olmasını sağlamıştır.
1991 yılında Maine’de hayatını kaybeden Berenice Abbott, ardında modern kentsel yaşamın bir görsel arşivini ve bilim ile sanat arasında köprü kuran öncü eserler bırakmıştır. Fotoğrafı bir anlatım aracı olmanın ötesine taşıyarak, çağının ruhunu yakalayan ve gelecek kuşaklara aktaran güçlü bir ifade alanına dönüştürmüştür.