İçeriğe geç
ana sayfa » TÜRK RESSAMLAR » Özdemir Altan Hayatı ve Eserleri

Özdemir Altan Hayatı ve Eserleri

    Özdemir Altan

    Özdemir Altan (1931 –

    Türk ressam Özdemir Altan 1931’de Giresun’da doğdu ancak nüfusa Konya’da kaydoldu.

    Orta öğrenimini yaptığı yıllarda Kayseri Halkevi’nde resim dersleri alan (1947-1949) Özdemir Altan, bir süre ressam Halit Doral’ın yanında çalıştı. 1956’da Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne girdi ve Halil Dikmen ile Zeki Faik İzer’in öğrencisi oldu. 1956’da bitirdiği Akademi’ye, 1961’de Resim Bölümü asistanı olarak atandı.

    Çeşitli topluluk ve dernek sergilerine katıldı. 1966’da Çağdaş Ressamlar Cemiyeti’nin “Yılın Genç Ressamı” ödülünü aldı. 1971’de 32. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde ikincilik ödülü, 1974’te 35. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde başarı ödülü kazandı.

    İlk dönem resimlerinde Uzakdoğu sanatına ve arkaik sanata yönelerek figüratif bir anlatımcılığı temel alan Özdemir Altan, daha sonra Anadolu mitolojisinin evrensel konularından hareket ederek çağdaş bireşimci görüşü benimsedi ve bu doğrultuda bir dizi resim yaptı. Figürü, leke ve benek anlayışı içinde eriterek, soyutlayıcı bir bakış açısını kişisel eğilimleriyle geliştirdiği bu çalışmalarında, özgün bir resim beğenisinin sınırlarını zorladığı görülür.

    Aşağı yukarı 1970 yıllarının başlarına kadar uzanan bu dönem, fotoğraf gerçekçiliğinin mekanik biçim ve kompozisyon araştırmalarıyla daha çözümsel bir doğrultuda ele alındığı son dönem resimlerine bağlanır.

    Özdemir Altan’m bu dönemle bağıntılı olarak yoğun biçimde halı çalışmalarına geçişi, tekniğe ilişkin araştırmalarının da özgün bir bölümünü oluşturur. Sanatçı, duvar halısı konusunda ilk bilgileri atölye hocası Zeki Faik İzer’den almıştır. İzer, daha 1955 yıllarında verdiği derslerde, pek az kişinin tanıdığı çağdaş halı sanatçısı Fransız Jean Lurçat’dan söz ederek, goblen tekniğini yeni bir görüş çerçevesinde ele aldığı yapıtlarını tanıtmıştı. Özdemir Altan’daki duvar halısı tutkusunun, bu örneklerden kaynaklandığı söylenebilir.

    Halılar

    Özdemir Altan, İstanbul Ticaret Sarayı süslemesi için yapmış olduğu halı önerisi geri çevrilince yılmayıp, bu konudaki çalışmalarını kişisel çabalarına dayalı olarak sürdürdü. TRT’nin İstanbul Radyosu konser salonu fuayesi için açmış olduğu yarışmaya katıldı. Kolaj tekniğiyle ilk taslaklarını hazırladı. Şartnamede istenen örnek, Gaziantepli bir kilimciye dokutturuldu. Özdemir Altan’ın bundan sonraki, çabası, goblen tekniğini kavramaya yönelik oldu.

    Önce, kilimin geleneksel tekniğini öğrenebilmek için, Anadolu’da bu tekniğin uygulandığı yöreleri gezerek incelemelerde bulundu ve bir ay kadar Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’ndaki çalışmaları izleyerek, öğrendiklerini uygulama alanına koydu. Geleneksel kilim tekniğini çağdaş bir anlayışla, degrade tonlar ve değişik dokular düzeni içinde yeniden ele aldı. Önce küçük bir tezgâh kurdu, sonra bu tezgâhı geliştirdi. Dokuduğu halıları, resim çalışmalarının yanında Ankara ve Istanbul” da sergiledi.

    Kuşkusuz bu denemeler ve uygulamalar, Özdemir Altan’ın ressamlığı ikinci plana attığı anlamına gelmez. Nitekim resim çalışmaları, 1970 yıllarında yöneldiği yeni eğilim düzeyinde aksamadan sürmüştür. Bu resimlerinde titiz bir sanatçı işçiliği, günümüzdeki makineleşmiş insanın dramıyla iç içe yansıtılır. 1984’ten sonra açtığı sergilerdeyse, ağırlık kolajlar (1984) ve üç boyutlu (1986) tasarımlar üzerine yoğunlaşmıştır.

    1972-1981 yılları arası, “yeni figürasyon (kolaj-eskizler)” dönemi olarak tanımlanır. Artık bu dönemde, daha önce arka arkaya gelen vurulmuş, paniğe uğramış, sancılar içinde kıvranan insancıkları bir durulma noktasına geldiler ve 1972- 1973’te adeta mekanik kullanım eşyalarına benzemeye başladılar. ilk olarak bu çalışmalardaki figürlerin, daha çok kukla gibi mafsallı bedenleri vida, alet vs. ile birleştiler. Bu anlayışta gerçekleştirilen kompozisyonların hep yatay olması, üst bölümde derin bir boşluğun bulunması ve buraya baştan beri soluk bir umut güneşinin yerleştirilmesi dikkat çeken öğelerdi. Bu dönemde olaylardan sıyrılmanın boşalttığı yeri, sakin, yansız bir kavram dolduruyordu. Tuvalin alt bölümünde yatay duran öğeler, soyut mekânın derinliğine yerleşiyorlardı. Konuyu oluşturan somut parçalar birleşerek yarı rasyonel bir biçimi veya bünyeyi oluşturuyorlardı ki bu aynı zamanda Altan’ın içinde yaşadığı ortamın düzensizliğine de bir tepkinin dile getirilişiydi.

    kolaj ve üç boyut

    Sanatçı bu dönemde geliştirdiği söylemi ilk kez 1973’te Taksim Galerisi’ndeki sergi broşüründe “yapıtı meydana getiren maddeler arasındaki yabancılık” şeklinde dile getirmiştir. Sanatçının 1984-1988 arası “kolaj ve üç boyut (renk-ışık-derinlik)” çalışmalarını gerçekleştirdiği dönemdir. Altan’ın 1985’te Galeri Baraz’da açtığı sergi yine bir ara dönem yapıtlarından oluşmaktadır. Altan bu sergi broşürüne yazdığı yazıda “Sanatıma yön veren en etken güç çoğunlukla tepki oldu. Tabulaşmış dengeyi kompozisyon, ışık, derinlik ve renkten yoksunluk, kökeninde kişisel sorunların yattığı toplumsal savunuya sahip çıkma yanılgıları, bilinçaltı ulusalcılığının ve diğer yoksunlukların körüklediği çağdaş dünya alerjisi, karanlık ton, yüzeysellik ve uyarıcı olma yerine, bütün geri kalmış toplumun bu eksiksiz yansıtıcılığını masumane üstlenme eylemi, sanatçının halk beğenisine uyum sağlamada gösterdiği boynu büküklük” demektedir.

    Tüm bunlardan yola çıkan sanatçı önce çevresine sonra da kendine karşı olan tepkiyi dile getirdi. Artık daha çok ışık, renk, derinlik, olağana ve öğeler arası uyumun üsluplaştırdığı dengeye karşı öğeler ve işlevler arası uyumsuzluk dozunu arttırmak, ağırlığa karşı fikirsel yalınlık, olmaz bilinen sevgi ve ilgi, sanatçıyı vazgeçilmez bir biçimde kavrıyor.

    Özdemir Altan, yine l984’ten sonra “sanat birbirinden farklı kavram, köken, yapı ve mantıklardan oluşur” savına dayanarak, birbirinden bağımsız olarak yapılan çalışmaları büyük boyutta gerçekleştirdiği bir soyağacı üzerinde bir rastlantı yöntemiyle birleştirdi. Sonucu, “olmaması gerektiği için olması gerekir” şeklinde tanımlamaktadır. Aynı zamanda “tek sanatsal gerçeğin rastlantı olduğunu, sanatını uygulamakta olan her sanatçının bilinç yardımıyla rastlantıyı yakalayabilmek için çalıştığını” ifade etmektedir.

    Özdemir Altan Eser Örnekleri


    CANVASTAR®

    Türkiye'nin En Zengin ve Kaliteli Kanvas Tablo Koleksiyonu

    Siteye Gidin