Ingmar Bergman (1918 – 2007)
İsveçli oyun yazarı ve yönetmen Ingmar Bergman 1918’de Uppsala’da doğdu. Bir papazın oğlu olan sanatçı on dokuz yaşında, Stockholm’de tiyatro yönetmenliğine başladı. Aynı oyuncu topluluğuyla hem sinema, hem de tiyatro çalışmalarını sürdürdü. 1943’te senaryo yazmaya başladı. 1945’te ilk filmi olan Krisis’i (Bunalım) yönetti.
Bu filminde ve Aşkımızın Üstüne Yağmur Yağıyor (1946), Hint Adalarına Giden Gemi (1947) adlı filmlerinde bazı sorunları olan gençlerin, kendilerine düşman gördükleri toplumla aralarındaki kopukluğu anlatan Bergman, Liman Şehri (1948) adlı filminde de yapıtlarının sürekli konularından biri olan erotik saplantıyı, dönemine göre olağanüstü bir gerçekçilikle işledi.
1948’de, saplantıların tümünü bir arada gösteren yapıtlarının ilki sayılabilecek Hapishane’yi gerçekleştirdi. Bu filminde cinsellik ve ölüm, büyük aşk acılarının kaçınılmazlığı, Tanrı’nın varlığı ve yaşamın anlamı üstüne soruları bir arada işledi.
Gerçekçiliğiyle sanat yaşamında bir dönüm noktası oluşturan Monnika ile Yaz’dan (Sommaren med Monnika, 1952) sonra, feminizmi savunan Yaz Oyunları (Sommarlek, 1950) ve Kadınların Bekleyişi (Kvinnars Vöntan, 1952) adlı filmleri çeviren sanatçı, ününün dünyanın her yanına yayılmasını sağlayan yapıtlarını peş peşe gerçekleştirmeye başladı.
Ortamı ve çevresiyle Fellini’nin Sonsuz Sokaklar (La Strada) adlı yapıtındaki sirki anımsatan, bunaltıcı, umutsuz Panayır Şafağı (Gycklarnas Afton, 1953); erkeklerin alaya alındığı Bir Aşk Dersi (1954) ve Bir Yaz Gecesi Gülümsemeleri (Sommarnattens Smale, 1955); efsanevi bir Ortaçağ’ı canlandıran Yedinci Mühür (Der Sjunde Inseglet, 1956). Bergman’ın saplantılarına dönüşünün belirtisi olan, insanın varoluşuyla ilgili bir soru ortaya atan, anlaşılması güç bir düşün kovaladığı ve bencil anılar aracılığıyla ve içe bakış yoluyla yaşamın anlamını çözmeye çalışan Yaban Çilekleri (Smulstronstallet, 1957); fantastik bir güldürü görünümünde olan İnsan Yüzü (Ansikte, 1958).
Diğer Filmleri
Ansikte’den sonra bir süre çeşitli konular arasında gidip gelen Bergman, Aynanın içinden (Sasoni en Spegel, 1961), Sessizlik (1963) gibi yapıtlarla yeni bir döneme girerek, insanın derinliklerinde kalmış gizli yanları acımasız bir biçimde, titizlikle incelemeye, yabancılaşmanın, cinsel ve metafizik yaradılışın acımasız mekanizmasını betimlemeye çalışmıştır.
Deliliği incelediği Kurtların Saati (Vargtimmen, 1967) ve Persona (1965); karamsarlığını doruk noktasına ulaştırdığı Utanç (1968); İlişki (1970); Tutku (1971); Çığlıklar ve Fısıltılar (1973); Evlilik Yaşamından Sahneler (1974); Yüzyüze (1976); Yılan Yumurtası (1977); Güz Sonatı (1978); vb. Son yıllarda Fanny ve Alexandre(1982), Provadan Sonra (1984), adlı filmlerini gerçekleştirmiştir.