Aklı Havada filmi
Bazı filmler vardır sinema salonunda seyredilmelidir. Salonda film seyretmenin keyfi başkadır, sizi hikayenin içine alır, bir parçası yapar, olaylar seyirci ile birlikte yaşanır. İzleyici ani bir sesle irkilir, katilden adeta kendisi kaçar, adrenalini yükselir, savaşta siper alır, zaman zaman duygulanır, kahramanla birlikte ağlar, gözünden yaş gelene kadar güler. İşte sinema salonu böyle büyüleyici bir atmosfere sahiptir.
Günümüzde en kaliteli görüntülerle tüm vizyon filmlerini evlerimizde seyretmek mümkün iken bu yüzden sinema salonlarına gidiyoruz.
Gelgelelim bazı filmler vardır salonda seyretmenin hiçbir bir esprisi yoktur, bunları televizyon filmi diye tabir ederiz. Çünkü bu filmlerde iniş çıkış yoktur, kendine bir çizgi tutturur ve ne altına iner ne de üstüne çıkar. İzleyicinin duygularını harekete geçiremez.
Her ne kadar en iyi senaryo dalında Altın Küre ödülü almış olsa da bana göre “Up in the air” televizyon filmi kategorisinde yerini alır.
Bir insan kaynakları şirketinde çalışmakta olan Ryan Bingham (George Clooney) yılın 10 ayı seyahat etmektedir. İnsanların işine son verildiğini haber vermek üzere bir görev alır. Kendine son derece yalın bir hayat tarzı kurmuştur, yaşamında hiçbir bağlılığa yer yoktur. Küçük bir valizi ve milyonlarca millik uçuş hakkıdır onun için önemli olan.
Acaba birgün bu yalnızlığı sona erecek ve hep kaçındığı normal toplum yaşayış tarzına uygun kardeş, sevgili, eş, baba karakterlerini kabullenecek midir?
Tarzı, romantik komedi ve dram olarak adlandırılan filmde bizi kahkaya boğan sahneler olmamasının yanında dram özelliğini de yansıtan diyaloglar pek yok.
kapitalist düzenin acımasız varlığı
Tüm dünyayı sarsan ekonomik krizin sonucu olarak, kapitalist düzenin acımasız varlığını pek çok insanın yaşadığı gözler önüne serilmeye çalışılmış. İşten çıkarılma haberlerini alan çalışanların verdiği tepkiler belkide senaryonun parmak basmak istediği en önemli travmatik nokta. Bir yanda bu konu işlenirken diğer yanda ise özellikle Amerika’yı ilgilendiren son zamanlarda sık rastlanan bireysel yaşamın artması ve aile bağlarının önemi tartışılmaktadır. İşte bu noktada hikayenin gelişiminde ironik bir anlatım söz konusuyken son sözü seyircinin söylemesi bekleniyor.
6 dalda Altın Küre adayı olması nedeniyle seyrettiğim bu film, adaylıklarından ötürü beni çok şaşırttı doğrusu. Özellikle George Clooney en iyi erkek oyuncu dalında aday gösterilecek kadar bir oyunculuk sergilemiyor. Sadece verdiği konferanslardaki performansı harikaydı diyebilirim.
Son olarak, filmin yönetmeni ve senaristi Jason Reitman zaman içinde ismini sıkça duyacağımız isimlerden olacağa benziyor. Genç yaşında senaryo ve yönetmenlik deneyimleriyle Altın Küre ve Oscar’a aday olan filmlerinden bu kez ödülü kapmayı başardı.
Sinem Ergun
Aklı Havada filmi fragman