İçeriğe geç
ana sayfa » ÜNLÜ SANATÇILARIN HAYATLARI » SOYADI / E » Thomas Eakins Hayatı ve Eserleri

Thomas Eakins Hayatı ve Eserleri

    Thomas Eakins

    Thomas Eakins (1844 – 1916)

    Amerikalı Realist Ressam Thomas Eakins 1844 yılında Philadelphia’da doğdu. 1862’de Pennsylvania Güzel Sanatlar Akademisi’ne kayıt oldu, Jefferson Medical College’da anatomi derslerine katıldı. Philadelphia’daki sanat koleksiyonlarını ve sergileri inceledi, pek çok sanatçıyla temasta bulundu. Fransa’da Ecole des Beaux-Arts’ta Jean-Leon Gerome’nin öğrencisi olarak üç yıllık eğitimini tamamladıktan sonra 1870 yılında Philadelphia’ya döndü.

    Thomas Eakins, çevresini tasvir etme niyetinde olan iddialı, özgün bir genç sanatçı olarak, teknik becerisini göstermek için kendisine fırsatlar sağlayan, keyif aldığı aktiviteleri konu olarak benimsedi. Çocukluğundan beri atletik olan sanatçı pek çok resminde kendisini de kompozisyonlarına katmıştır.

    Çalışmak için Paris’e gittiğinde, Amerikan sanatının odağında olan manzara resminden, Avrupa akademilerinde favori olan figür resimlerine yönelen genç ressamların öncüsü oldu. Eakins, bir yandan sporculara ve açık hava etkinliklerine hayranlığını dile getiren eserler hazırlarken bir yandan da kadınların ve çocukların görüntülerini, genellikle karakterlerini yansıtan uğraşlar içinde, sıcak bir ev ortamında ustaca betimliyordu.

    Pennsylvania Akademisi’nde 1876’da ders vermeye başladı ve Akademi’yi Amerika’nın önde gelen sanat okulu haline getirdi. Antik heykellerin alçı kalıplarını model olarak kullanma geleneğini yıkarak canlı modelden anatomi ve çizim çalışmalarını başlattı. Ancak, öğretim yöntemleri, özellikle nü çalışmaları, bazı çevrelerde hoşnutsuzluk yaratıyordu.

    Ocak 1886’da kız öğrencilerinin de bulunduğu bir sınıfta leğen kemiği hakkında ders verirken, Eakins kemiği model üzerinde göstermek için erkek modelin kuşağını biraz aralamıştı. Bu durum öğrencilerin ve ebeveynlerinin protestoları ile karşılandı. Bunun üzerine Eakins akademi kurulunun talebi üzerine istifa etmek zorunda kaldı. Ama ders vermek yaşamının önemli bir parçası haline gelmişti.

    1884 sonrası

    Philadelphia’da yeni kurulan Sanat Öğrencileri Birliği’nde ve New York’taki Ulusal Tasarım Akademisi’nde zaman zaman resim dersi vermeyi sürdürdü. 1884’te öğrencisi Susan Macdowell’la evlendi. Eakins’ın anatomi merakı onun hareket halindeki insan ve hayvan figürleriyle de ilgilenmesine neden oldu.

    1879′da bir parkta atlı arabasını süren dört figürü resimlemesi istenince, at anatomisini yakından inceledi. California’da birbirini izleyen hareketleri fotoğrafla yakalamaya çalışan Edward Muybridge’in çalışmalarını yakından inceledi ve 1884′te artık kendisi de hareket halindeki aletlerle hayvanları konu alan, çok figürlü fotoğraf çekimleri yapmaya başlamıştı.

    1870’lerden bu yana bıraktığı atletizm konusuna 1898 ve 1899’da tekrar döndü. Boks ve güreş resimlerinde daha önceki kürek çekim sahnelerinde olduğu gibi devrimci özelliğini ortaya koydu. Eakins’in vizyonunu aktif olarak destekleyen eleştirel sesler az olmasına rağmen, sanatını insan figürünün doğru bir biçimde tasvirine adaması, sanat dünyasında ona iyi bir konum kazandırdı.

    25 Haziran 1916’da öldükten sonraki yıl Kasım ayında Metropolitan Sanat Müzesi, resimlerinin altmışını içeren bir anıt sergisi açtı. Pennsylvania Akademisi bir ay sonra 139 eserini sergiledi. 1930’ların başında, Thomas Eakins, Amerika’nın en büyük sanatçılarından biri olarak görülürken bugün hala itibarını korumaya devam ediyor.


    SANATÇININ ESERLERİNİ GÖREBİLECEĞİNİZ GALERİ SAYFASI


    Sanat Anlayışı

    Thomas Eakins’in sanat anlayışı, 19. yüzyıl Amerikan realizminin en derinlikli ve analitik örneklerinden birini temsil eder. Eakins, sanatı bilimsel doğrulukla birleştiren nadir sanatçılardandır. İnsan anatomisine olan ilgisi yalnızca bir heves değil, sanatının merkezinde yer alan bir tutkuydu. Figürlerini neredeyse cerrahi bir hassasiyetle resmederken, modelin iç yapısını ve hareketin dinamiğini en doğru biçimde yansıtmayı amaçladı. Onun için gerçeklik yalnızca görsel değil, aynı zamanda ruhsal ve entelektüel bir durumdu. Bu nedenle portrelerinde sadece fiziksel benzerliği değil, kişiliğin ve ruh halinin izlerini de aktarmaya çalıştı.

    Eakins’in tabloları genellikle sıradan Amerikan yaşamından, özellikle spor, tıp ve eğitim alanlarından sahneler sunar. “The Gross Clinic” (1875) ve “The Agnew Clinic” (1889) gibi eserleri, tıbbi operasyonları sahneye taşıyarak akademik resim anlayışını toplumsal bir bağlama oturtmuştur. Bu tablolar, hem izleyiciyi rahatsız edebilecek kadar gerçekçi hem de bilimsel anlamda aydınlatıcıdır. Aynı zamanda modern hayatın ve Amerikan kimliğinin görsel bir arşividir. Kürek sporcularını, müzisyenleri, öğrencileri betimlediği sahnelerde figürlerin ruhsal yoğunluğu ve mekânın ışıkla ilişkisi, Eakins’in gerçekçiliğinin şiirsel bir boyut kazandığını gösterir.

    Eakins’in portre çalışmaları da onun sanat anlayışının özüdür. Kendisinin “sanatın en yüce biçimi” olarak tanımladığı portre, Eakins için bireyin iç dünyasını dışavurmanın bir yoluydu. Durağan ama derinlikli bakışlar, sade arka planlar ve figürün duruşundaki dinginlik, onun kişiye duyduğu saygının ve gözlem gücünün işaretleridir. Eakins, modeline psikolojik olarak yaklaşırken onu dramatize etmek yerine sade bir yoğunlukla sunmayı tercih etmiştir.

    Sanatı dönemi boyunca tartışmalı olsa da, Thomas Eakins bugün Amerikan sanat tarihinde bilimsel gerçeklik ile estetik duyarlılığı birleştiren öncü bir figür olarak kabul edilmektedir. Onun katkısı, yalnızca figüratif resmin gelişimi açısından değil, aynı zamanda sanatın sosyal ve entelektüel bir ifade biçimi olarak öneminin anlaşılması bakımından da büyük olmuştur.


    CANVASTAR®

    Türkiye'nin En Zengin ve Kaliteli Kanvas Tablo Koleksiyonu

    Siteye Gidin


    HAKKIMIZDA / İLETİŞİM