
Marc Chagall (1887 – 1985)
Yahudi Kökenli Rus – Fransız Ekspresyonist Ressam Marc Chagall 7 Temmuz 1887 yılında Belarus’ta Vitebsk yakınlarındaki Liozno’da, Yahudi bir ailenin dokuz çocuğunun en büyüğü olarak, dünyaya gelmiştir. 1906 yılında, ünlü bir yerel ressam olan Yehuda Pen’in yanında resme başlamıştır. Kısa bir süre sonra, 1907’de ise St. Petersburg’a taşınmış ve orada Sanat Destekleyicileri Topluluğu’na ait okula, Nikolai Roerich’in yanında çalışmak üzere girmiştir. Okul hayatı boyunca pek çok tarzda ressamı tanıma fırsatı bulmuş böylece 1908-1910 yılları arasında ise Zvantseva Resim ve Çizim Okulu’nda Leon Bakst ile birlikte çalışmıştır.
Chagall, 1917’deki Rus Devrimi’nde aktif rol almış, Sovyet Kültür Bakanlığı, sanatçıya Vitebsk bölgesinden sorumlu görevli ünvanını vermiştir. Chagall, “Vitebsk Modern Sanatlar Müzesi ve Sanat Okulu”nu kurmasına rağmen, bir süre sonra Sovyet sisteminin politikalarına katlanamamaya başlamıştır. O ve eşi Bella Rosenfeld, önce 1920 yılında Moskova’ya taşınmışlar, ardından 1923’te ise Paris’e geri dönmüşlerdir. Bu dönemde, Chagall’ın orijinali Rusça yazdığı anıları, İbranice ve eşi Bella’nın çevirisiyle Fransızca yayınlanmıştır. Aynı günlerde, İbranice makaleler, şiirler ve denemeler de yazmıştır. 1937 yılında ise Fransa vatandaşlığına geçmiştir.
Nazizmden Kaçış
II. Dünya Savaşı sırasında, Nazi askerlerinin Fransa’yı işgal etmesi ve Yahudileri sürmesi sırasında, Chagall Paris’ten kaçarak Marsilya’ya gitmiştir. Oradan da ABD’li gazeteci Varian Fry’ın yardımıyla önce İspanya ve Portekiz’e geçmiş ve 1941 yılında ise Chagall’lar Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşmiştir. 2 Eylül 1944’te, Chagall’ın eşi Bella, hayatını kaybetmiştir. İki sene sonra, Avrupa’ya dönen Marc Chagall, 1949’tan itibaren Fransa’nın güneyinde Provence’da çalışmaya başlamıştır. Aynı yıl içinde, “Kişilerin Birbiriyle Dostluğu ve Irkçılıkla Mücadele” isimli sivil toplum örgütünün kuruluşunda yer almıştır.
Marc Chagall, 28 Mart 1985’te, 97 yaşında iken Fransa’da, Saint-Paul de Vence’de vefat etmiştir. Sanatçı, Beyaz Rusya’nın halk yaşamından çok fazla esinlenmiş, bunun yanı sıra eserlerinde, Yahudi geleneklerini yansıtan pek çok dinsel tema işlemiştir. 1960 ve 1970’lerde, Chagall kamusal alanlarda, belediyeye ait mekanlarda ve dini binalarda yürütülen birçok geniş ölçekli projeye katılmıştır.
I. Dünya Savaşı öncesinde Paris’te avangart akımlara dahil olan Chagall’ın çalışmaları, diğerleri ile karşılaştırınca dönemin kübizm ve fauvizm gibi popüler sanat hareketlerine daha yakın olmuştur. Ayrıca, özellikle Amedeo Modigliani olmak üzere tüm Paris Okulu ile yakın ilişki içindeydi.
Sanat Anlayışı
Chagall, modern sanatın en özgün ve şiirsel ressamlarından biri olarak kabul edilir. Sanatı, hayal gücü, renklerin büyüsü ve doğaüstü sahnelerle doludur.
Fantezi ve Masalsı Atmosfer: Resimleri genellikle rüya gibi, gerçeküstü ve fantastik sahneler içerir.
Folklorik ve Yahudi Kültürü: Çocukluğunu geçirdiği Yahudi kasabasının etkilerini eserlerinde sıkça işlemiş, dini ve kültürel motiflere yer vermiştir.
Parlak Renkler ve Sembolizm: Canlı renkler, resimlerine duygu ve enerji katar. Renkler, onun sanatında bir anlam taşır; örneğin mavi mistikliği, kırmızı aşkı ve tutkuyu, yeşil ise yaşamı temsil eder.
Kübizm, Ekspresyonizm ve Sürrealizm Etkileri: Chagall, farklı sanat akımlarından esinlenmesine rağmen hiçbirine tam anlamıyla bağlı kalmamış, özgün bir stil geliştirmiştir.
Uçan Figürler: Eserlerinde uçan aşıklar, baş aşağı duran hayvanlar ve tersyüz edilmiş şehirler gibi doğaüstü unsurlar sıklıkla görülür.
Marc Chagall, renklerin şairi olarak anılır ve sanatıyla, sevgi, nostalji, özgürlük ve hayal gücünü en saf haliyle ifade eden ustalardan biri olarak kabul edilir.