Nisan 2009 Sergilerinden (Subjektif) İzlenimler
Bahar’ın gelişi ile birlikte Beyoğlu ve Teşvikiye yine birçok sergi ve açılışa ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Sizler için gezip gördüğümüz sergilerden edindiğimiz izlenimleri ilerleyen satırlarda bulabilirsiniz…
Meray Topsakal (Detox I) Resim Sergisi (10 – 29 Nisan 2009)
Casa Dell Arte, 10 – 29 Nisan tarihleri arasında Meray Topsakal’ın Detox I sergisi ile sanatseverleri karşıladı ve karşılamaya da halen devam ediyor. Meray Topsakal’ın soyut figüratif çalışmalarında pastel tonları kimliği belli belirsiz nülerine eşlik ediyor. Sergi açılışında sanatçının öğrencilerinin ellerinde çanta gibi taşıdıkları “Fiyat Listesi” kartları ile dolaşıyor olmaları ilgimizi çekti.
Bahar’ın gelişi ile birlikte Beyoğlu ve Teşvikiye yine birçok sergi ve açılışa ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Reem Akkad Dardari ve Feride Binicioğlu Resim Sergisi (14 -18 Nisan 2009)
Bir başka sergi 14-18 Nisan arasında, (Gerçekten çok kısa bir süre) Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi’nde gerçekleştirildi. Genelde alanı her sergide iki sanatçıya bölüştüren galeri, geleneğini bu seferde bozmamış. Sanatçılardan biri (alt kattaki) Reem Akkad Dardari, Suriye asıllı bir bayan sanatçı. Suriye ve Şam’a ait evlerin olduğu poster tadındaki resimlerin renkleri gerçekten sizi neşelendiriyor. Açıkçası sergide sanatçının kendi kültürüne ait tatları görmek yapmış olduğu tamamen soyutlamalarına göre bize daha ilgi çekici ve sözü edilir geldi.
Galerinin üst katında ise Feride Binicioğlu’nun sergisini izleme olanağımız oldu. Öncelike sanatçıyı az sayıda kişisel sergi açtığı için tebrik etmek isteriz. 1999 ve 2000 yıllarından eserlerinde olduğu sergide ağırlıklı olarak 2009’a ait eserleri görme olanağımız oldu. Picasso’nun mavi dönemi gibi sanatçının da 2009 eserleri ağırlıklı olarak mavi döneminde ortaya çıkmış sanki.
Her iki sergiyi de keyifle gezdik.
Kabuğu Kırmak (14 – 22 Nisan 2009)
Hemen yakınında Beyoğlu Belediyesi’nin Sanat Galerisi’nde “Kabuğu Kırmak” isimli fotoğraf sergisini gezdik. Engelli gençlerin hazırlamış olduğu karelerden oluşan sergi gerçekten çok başarılı bir organizasyon olmuş. Bir sosyal sorumluluk projesi olan Düşler Akademisi tarafından “Sanat-çı engel tanımaz!” sloganıyla çok güzel bir çalışmaya imza atmışlar. Gerçekten sanatçı engel tanımıyor… Bütün arkadaşların ellerine, gönüllerine sağlık…
Michale Tchernega “Yükeliş” Resim Sergisi (15 Nisan – 6 Mayıs 2009)
Derinlikler Sanat Galerisi’nde İngiliz Ressam’ın Türkiye’deki ilk kişisel sergisinde kübizmden, empresyonizme, figüratiften, natürmort ve peyzaja uzanan geniş bir yelpaze gördük. Hatta sergide Atatürk bile vardı. (!!) 1964 doğumlu ressam üç yıl önce İstanbul’a yerleşmiş ve çalışmalarını İstanbul’da devam ettirmeye karar vermiş. Başarılar diliyor ve Peyzaj çalışmalarının üzerine yoğunlaşmasını tavsiye ediyoruz.
İsmail Acar Lale Konulu Resim Sergisi (19 Nisan – 24 Mayıs 2009)
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi çok güzel bir mekan. Tarihi mekanın sanat galerisi olarak düzenlenmesi gerçekten çok etkileyici olmuş. Daha doğrusu alan zaten galeri olmak için yapılmış da yıllarca su kemeri/deposu olarak kullanılmış hissi yaratıyor.
Beyoğlu Belediyesi Kültür A.Ş. ile ortaklaşa yapılan İsmail Acar sergisinde sanatçının yeni Lale temalı resimlerinin yanı sıra önceki dönemlerine ait çalışmalarını da görüyoruz. Yine bildiğimiz varaklı tatlar, laleler, sultanlar, kaftanlar, miğferler, İstanbul ve şaşırtıcı olarak bütün bu çeşidin üzerine bir de Kaati sanatı örneklerini görüyoruz. Sergi hala devam ediyor, Taksim meydanındaki bu mekana mutlaka uğrayın…
Şükran Moral, “Aşk ve Şiddet” Kazım Taşkent Sanat Galerisi (27 Mart – 3 Mayıs 2009)
Kadınlara yönelik şiddetin ön plana çıktığı fotoğraf ve enstalasyon sergisinde daha fazla çalışma görmeyi umuyorduk. İçerik biraz sınırlı geldi ve açkıkçası hayal kırıklığı yarattı.
Ekrem Kahraman “Bulunduğumuz Yer:……………” Resim Sergisi (14 Nisan – 14 Mayıs 2009)
Gezdiğimiz bir diğer sergide bu sefer Ekrem hoca’nın “Bulunduğumuz Yer:………….” isimli resim sergisiydi. Ekrem hoca’nın tadı bir başka ! Her seferinde hep aynı ama aynı zamanda hepte başka Ekrem Hoca eserleri ile karşılaşıyoruz. Bu sergide, tuvallerindeki erime ve arka plandaki astarın belirgin şekilde sökülmesinin baskınlığı gözümüzden kaçmadı.
Ekrem hoca ile geçen hafta Çukurcuma’daki atölyesinde çok keyifli bir sohbet yaptık. Sergisi ile ilgili olmadığı için hemen yayına almıyoruz. (Ama çok yakında yine burada bu güzel sohbeti yayınlıyor olacağız.)
Ancak yaptığımız sohbetten bu sergi ile ilgili ek olarak söyleyebileceğimiz; Kahraman’ın 3 adet kocaman ebatta tablosunun serginin olduğu binaya giremediği ve atölyesinde kaldığı…Belirtmek isteriz ki sergi kataloğunun kapağındaki resmi sergide maalesef göremeyeceksiniz. Çünkü o tablo Ekrem Hoca’nın atölyesinde ve belirttiğimiz nedenden ötürü sergi alanına götürülememiş…
Seçip gezdiğimiz sergiler bunlardan ibaret… Sanat dolu günler dileriz…