Sosyal Medya ve Sanat ilişkisi günümüzün önemli tartışma platformlarından biri oldu. Beğeni ve tanınmanın statejik planlamalarda üst sıralarda yer almasını sağlayan günümüz ekonomik koşulları, önemli bir tanıtım enstrümanı olan sosyal medyanın doğru analiz edilmesini zorunlu kılmakta. Sanatın, tarih boyunca ekonomik koşulları zorlayan hatta aykırı gibi duran bir alan olması, mevcut sosyal ve ekonomik akışkanlıktan tamamen bağımsızlaşabileceği anlamına hiç bir zaman gelmedi.

Bu karşılıklı etkileşim süreci doğası nedeniyle teorik ayrı bir tartışmanın konusu. Bu tartışma kendisini gerçeklik kavramı ve bilgi teorisi kavramlarını masaya yatıracak kadar genişlemeye uygundur. Bizim dikkatimizi yoğunlaştıracağımız alan, mevcut koşullar içinde elverişliliği söz konusu edilen sosyal medya platformunun verimli ve dikkatlice değerlendirilmesi olacak.

Bireysellik ve üretkenlik

Genelde, bu platform yapısı gereği bireysel çalışmalarını sürdüren sanatçılar için ilk bakışta samimi ve elverişli gözüküyor. Zorladığı tek alan sanatçının kendine özgü gizemine zaman içerisinde fazlaca dokunuyor. Sosyal medya temposu, hergün en az bir paylaşım ya da etkileşimde bulunmaz iseniz potansiyelinizi kendine özgü algoritması ile olumsuz etkiliyor. Oysa sanatçının doğal akışı içerisinde mesaili ve periyodik etkinlik birinci derecede önemli değildir. Bu sorunun dışında, çevreniz ve etkinlik alanınızla düzenli bir iletişim imkanı sağlıyor ki bu yabana atılmayacak kadar önemli bir avantaj. Hele hele kentleşmenin yoğunlaştığı ve zamansızlaştırma bir şeye yetişememenin arttığı bir dönemde, iletişim trafiğinin sürdürülebilirliği önemli bir avantaj sağlamakta. Elbette bu durumda ikinci bir kriter gündeme geliyor. İletişim süreçlerindeki içeriği, mevcut koşulları ve parametreleri düşünerek nasıl yöneteceğiz?

Kurumların durumu

Kurumların durumu daha sıkıntılı; aslında bireysel kullanım platformu olarak ortaya çıkan sosyal medya enstrümanları gittikçe kurumların medya ve tanıtım aracı haline dönüşmekte. Güzel logolu ancak resmi ve/veya ticari bir üslupla platforma dalan kurumlar etkinlik alanlarını genişletmek için çabalayıp duruyorlar. Bu genel durum yaptıkları işin tamamen faydasız olduğu anlamına gelmiyor. Ancak, kurumların, özellikle bireysel samimiyet, doğal, sürdürülebilir iletişim ihtiyaçlarından ortaya çıkan bu platformların kullanımında çok dikkatli olmaları gerektiğini vurgulamamız gerekecek.

Özetle

Ama bireysel, ama kurumsal iletişim süreçlerindeki paylaşım kriterlerini şöyle özetledik;

A: Samimi,

B. Yaşanmışlığa refere edilen,

C. Önce kendiniz için değerli ve önemli olan