Ayşegül Sağbaş Sergisi Fadu Seni Yakaladım
5 Kasım – 3 Aralık 2009 tarihleri arasında C.D.A Projects’te gerçekleşen “Fadu Seni Yakaladım!!! – Gotcha Fadu!!!” sergisinde Ayşegül Sağbaş ile görüştük. Fadu’nun ve sanatçının kendi dünyasını, geçmişini ve ileride neler olacağına dair ipuçlarını bizlerle paylaştığı keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Bu kadar büyük tabloları nerede yaptın?
Ufacık bir atölyede yapıyorum. Atölyemi görseler, herhalde bana madalya verirler. İstanbul’da hala bir evim yok. İki kardeşim var, onların evinde kalıyorum ve bu halde resim yapıyorum. Büyük bir cesaretle İstanbul’a geldim ve 3 senedir burada yaşıyorum. Kimsenin, ailemin bile inanmadığı bir iş yapıyorum aslında.
Peki, sen Fadu’ya nasıl inandın?
Önce kendime inandım. Resim yapmayı seviyorum ve başka bir şeyin beni mutlu etmediğini düşünüyorum. Ben ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirdim. Resim okumak istediğime karar verdim, bu hayalimi gerçekleştirmek için evden bile kaçtım. En sonunda Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ni dereceyle kazandım. Orada Eğitim Fakültesi mezunu olmama rağmen, öğretmen olamazdım. Okuldaki hocam bir gün bana “Sen çok yeteneklisin, buradan gitmek gerekiyor.” demişti ve buradayım.
İçinde bulunduğun koşullar zor olsa da, hayat enerjin çok yüksek olmalı.
Aslında bende olmayan bir şey bu. Bunu tablolara yansıtıyorum. Bütün genç arkadaşlarım zor şartlar altında çalışıyor. Türkiye’de sanat çok zor, hele gençseniz, üstelik kadınsanız daha zor. Sonuçta resim yapmayı seviyorum ve buna değer diyorum.
Fadu nasıl çıktı?
Fadu aslında vardı, sadece bu kadar renkli değildi. Biraz rüyamda gördüm, zamanla karakteri oluştu, saçı oluştu, tokası oluştu. Fadu bir süreç içerisinde ortaya çıktı. Fadu aslında sıradan bir kadın. Bu sergiyi yaparken şunu düşündüm: “Bir evde bir kadının hayatı nasıl geçer?” Bilinmek istenmeyen ya da kimsenin görmesini istemediği yer olarak yatak odası ve tuvaleti düşündüm. Daha önce tuvalet resimleri yapan çok yoktu, bu biraz da ilginç oldu. Bir de Fadu Seni Yakaladım’a uygun olması için bir tercihti. Bir kadını nerede yakalayabilirsin? Yatakta yakalayabilirsin ama Fadu’ya yakın bir karakterim daha oluşmadı. O oluştuğunda Fadu yakalanacak, evet.
Öyleyse sonraki sergilerde Fadu yine olacak?
Evet, bu benim karakterim, Fadu her zaman olacak. Çocuğu var, akrabaları var ama bir erkek yok, doğru. Bir kimlik yaratmak çok zor, bunun için de araştırmam belirli süreçlerden geçirmem gerekiyor. Şu an buna hazır değilim galiba.
Poşet dokusu tekniğini önceden de kullanıyor muydun?
Evet, ama o da farklıydı. Zamanla Fadu’yla ikisini birleştirdim, geliştirdim. Zaten bu poşet dokusu tekniğini tesadüfen buldum; fadu da, teknik de zaman içerisinde gelişti.
Casa Dell’Arte ile bağlantın nasıl oldu?
Casa Dell’Arte’la anlaşmamız 2 yılı dolduracak. Galerinin sahiplerinden Yunus Bey benim iki eserimi almıştı, yani benden haberleri vardı. Bu galerinin ilk sanatçılarından biriyim.
Sergi nasıl gidiyor, satışların ne durumda?
İyi durumda, beklentilerimizin üzerinde gidiyor her şey. İlgi çok güzel, resimlerimin çok cesurca olduğunu söylüyorlar. Sanatçı olarak “Evet doğru yoldayım”ı hissettim bu sergide, evet iyi gidiyor ve iyi gidecek.
Bu kadar neşeli renklere rağmen, Fadu’nun aslında ürkütücü bir yanı var.
Bunu hissetmen çok güzel. Bence korkunç biri Fadu. Sana bakıyor, seni izliyor, ürkütmeli seni. Herkes sadece çok sevimli olduğunu söylüyor ama Fadu kesinlikle çok sevimli biri değil.
Bu kadar büyük ebatlarda tablolar, özverili titiz çalışmalar, ince işlenmiş bir fikir ve sonucunda karşılığının alınması çok güzel. İleride seni göreceğimize inanıyorum.
Umarım. Zaten benim hedefim, Türk Sanat Tarihi’ne girmek.
Kitapla aran nasıl, okur musun?
Okurum. Hatta bir dönem insanlarla iletişimimi kestim. Çok okuduğumda öyle oluyor.
Resim sanatında kişisel beslenme çok önemli, ben şu okulu bitirdim, ben ressamım demek çok kolay. Beynin gerçekten dolu olması, yeteneğin maneviyatın yanında söyleyecek bir sözünün mutlaka olması gerekiyor.
Kesinlikle evet.
Peki, genç sanatçı adaylarından sergine ilgi nasıldı?
İyiydi, çok fazla üniversiteli geldi. Özellikle Bilgi Üniversite’sinden ilgi büyüktü, bir hocaları mutlaka görmelisiniz demiş.
Fadu’ya ileride ne olacak?
Fadu’yu 3 boyutlu göreceksiniz; saçıyla, kıyafetiyle her şeyiyle. Uygun bir mekan olduğunda gerçekleşireceğim bir proje bu. İlginç bir malzeme bulacağım ve aynı renklerde olacak. Sonra Fadu’nun çizgi filmlerini istiyorum. Proje çok aslında ama her şey koşullara bağlı.
Fadu nereli?
Ben Rizeliyim, Rize Pazar’lı. Herhalde Fadu da oralı. Fatma ve Fadime olarak düşündüm Fadu’yu, orada Fatma ve Fadime’ye “Fadu” derler. Karadenizli sıradan bir kadın, 3 yıldır İstanbul’da yaşıyor. Yarın Paris’te de olabilir. Çünkü bir süre yurtdışında yaşamak istiyorum. Bir şehirde uzun süre kalmayı sevmiyorum. Pazar benim için bitmişti, sonra Samsun oldu ve bitti. İstanbul da bitecek. Gideceğim yine.
Fadu’nun devamının gelecek olması çok heyecanlı, peki sanatçı adayı gençler için bir şey söylemek ister misin?
Her şey bir iç yolculuğu. Resim yapmayı seven herkes “sanatçı” olabilir. Ben resim yapmayı çok seviyorum ve bir gün gerçekten başaracağıma inanıyorum.
Biz de genç sanatçımıza yürekten sevgilerimizi sunuyor, başarılarının devamını diliyoruz.