Sait Faik Abasıyanık (1906 – 1954)
Türk öykücü Sait Faik Abasıyanık 1906’da Adapazarı’nda doğdu.
Mehmet Faik Abasızoğulları adında bir tomruk tüccarının oğludur. İlk ve orta öğrenimini Adapazarı, İstanbul ve Bursa’daki çeşitli okullarda yapan (1923) Sait Faik Abasıyanık, Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde başladığı yüksek öğrenimini iki yıl sonra yarıda bırakarak babasının isteği uyarınca iktisat okumak için önce Lozan’a (İsviçre), daha sonra da Grenoble’a (Fransa) gitti.
Grenoble’da kaldığı üç yıl boyunca (1930-1933), öğrenimini düzenli biçimde sürdürmek yerine gönlünce yaşamaya daldı. Babası tarafından geri çağrıldıktan sonra, ticaret, türkçe öğretmenliği, fıkra ve röportaj yazarlığı gibi çeşitli işlerde çalıştı. Sonunda, babasından kalan gelirle geçinerek kendini bütünüyle edebiyat çalışmalarına verdi ve kışları Şişli’deki, yazları da Burgaz adasındaki evinde annesiyle birlikte yaşadı.
BİR ÖYKÜ USTASI
Daha lise sıralarında şiir ve öykü denemelerine girişen Sait Faik Abasıyanık, ilk öyküsü İpekli Mendil’i 1934’te Varlık dergisinde yayımladı.
İlk öykülerinde (Semaver, Sarnıç, Şahmerdan) daha çok çocukluk (Adapazarı) ve ilk gençlik (Bursa, Fransa) izlenimlerini yansıtırken, biçim ve içerik açısından geliştirdiği sonraki öykülerinde “küçük adam”ın yalnızlığım, yaşama sevincini, çirkinlik ve kötülüklere karşı koyma çabalarını, İstanbul’un orta ve aşağı kesim insanlarının sorunlarıyla kaynaştırıp vermeye çalıştı (Lüzumsuz Adam). Bu özelliği ile tam bir İstanbul öykücüsü oldu.
Edebiyat yapıtlarının insanı yeni, mutlu, iyi ve güzel dünyaya götürmesi gerektiğine inanan Sait Faik, bu yeni dünyayı kurma özlemini yapıtlarında bazen küçük mutluluklara sığınarak, bazen mutsuzluğun tadını çıkararak, bazen de gerçeküstücü bir anlatıma yönelerek (Son Kuşlar, Alemdağ’da Var Bir Yılan) verdi. Şiirsel dilin yetkin sesini duyurduğu öykülerinin yanı sıra şiir (Şimdi Sevişme Vakti) ve roman da yazmaya yöneldi. Romanları arasında yer alan Birtakım İnsanlar’da Burgaz adasında yaşayan insanların İkinci Dünya savaşı yıllarındaki acılarını, sevgilerini, yasadışı işlere yönelmek zorunda kalışlarını ayrı öyküler biçiminde sergiledi. Kayıp Aranıyor’daysa, mutluluğu arayan bir genç kızın, düş kırıklığına uğrayınca çevresine yabancılaşışını anlattı.
Çağdaş edebiyata katkılarından ötürü A.B.D ‘ndeki Mark Twain Derneği tarafından onur üyeliği verilen (1953) sanatçının ölümünden sonra annesi onun adına bir öykü armağanı kurmuş (1955), Burgaz adasındaki evi de, ölümünden çok sonra bir müzeye dönüştürülmüştür (1964).
ESERLERİ
Öykü: Semaver (1936); Sarnıç (1939); Şahmerdan (1940); Lüzumsuz Adam (1948); Mahalle Kahvesi (1950); Kumpanya (1951); Havada Bulut (1951); Havuz Başı (1952); Son Kuşlar (1952); Alemdağ’da Var Bir Yılan (1954); Az Şekerli (öyküler röportajlar, 1954); Tüneldeki Çocuk (öyküler-röportajlar, 1955); Mahkeme Kapısı (öykü-röportaj arası anlatı, 1956)
Roman: Birtakım İnsanlar (1952, 1944’te Medar-ı Maişet Motoru adıyla); Kayıp Aranıyor (1953)
Yazı-Şiir: Şimdi Sevişme Vakti (Şiirler, 1953); Balıkçının Ölümü-Yaşasın Edebiyat (ölümünden sonra derlenen yazılar-şiirler, 1977).
Röportaj-Mektup: Açık Hava Oteli (ölümünden sonra derlendi, 1980)
Çeviri-Uyarlama: Müthiş Bir Tren (ölümünden sonra derlendi, 1981)
Kaynakça
Gelişim Hachette, Alfabetik Genel Kültür Ansiklopedisi