Hakkı Anlı (1906 – 1991)
Türk ressam Hakkı Anlı 1906’da İstanbul’da doğdu. Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdikten (1932) sonra, D Grubu ressamlarına katılan (1934) Ahmet Hakkı Anlı, uzun bir süre ortaokul ve liselerde öğretmenlik yaptı. 1955’te Paris’e yerleşti. 1955-1962 yılları arasında Fransa’da, İsviçre’de, İtalya’da ve ,Almanya’da resimlerini sergiledi.
Ayrıca Yeni Zelanda’da (1954), İsviçre’de (1954) ve Paris’te düzenlenen uluslararası sergilere, Venedik (1956) ve Bordeaux (1958) bienallerine katıldı. Son yıllarda daha çok Fransa’da (Paris) ve İsviçre’de sergiler açtı.
Türkiye ile bağlantısı uzun süre kesilen Ahmet Hakkı Anlı, uzun bir aradan sonra, 1978’de İstanbul, 1981’de İstanbul ve Ankara, 1985’de İzmir ve İstanbul, 1986’da Ankara, 1987’de İstanbul, 1988’de Ankara, 1989 ve 1990’da İstanbul’da sergiler açmış, 1990’da Türkiye’ye dönerek İstanbul’a yerleşmiştir.
Sanatı
Anlı’nın D Grubu dönemine bağlı ilk çalışmaları daha çok kübist ve konstrüktivist anlayışı yansıtır (bu dönem resimlerinde Picasso ve Metzinger’in etkileri ağır basar). Bir ara soyut resme yönelen, ama çok geçmeden bu alandan uzaklaşan Anlı’ya göre, biçim ve renkle oynama özgürlüğüne kavuşan nonfigüratif ressam, doğayla ilişkisini bütünüyle kesmiş sayılmaz. Bununla birlikte sanatçı, doğada bulunan herhangi hazır bir uyumu değiştirmeden tuvaline aktaran kişi de değildir. Yalnızca, doğayı kendi kültür ve sanat anlayışına, duygularına göre özümleyen kişiye sanatçı denir.
Anlı’nın bir bölümünü Türkiye’de de sergilediği son resimleri, anlatımcı bir leke düzeni içinde figürün soyuta dönüştüğü ya da soyut biçimlerin anımsattığı bir anlayışa dayanmaktadır. Cinsel konuların, ikili figür ilişkilerinin ya da tek figüre bağlı çıplak konusunun çok sık görüldüğü bu resimlerde, yalın biçim anlayışı, tek ya da iki renge indirgenmiş bir kompozisyon düzenine birlikte düşünülmüştür. Anlı’nın yapıtları evrensel sayılabilecek bir resim diliyle bağlantılıdır. Söz konusu dilin temelinde, çağdaş sanat pazarına, etkin bir sanatçı yorumuyla katılabilme kaygılarının da önemli payı vardır. Değişik dönemlerde, değişik anlayış ve eğilimleri içeren çalışmaları, genellikle bu kaygının ürünü olmuştur.
Hakkı Anlı Eser Örnekleri