Giuseppe Maria Crespi hayatı ve eserleri (1665 - 1747)

Giuseppe Maria Crespi

İtalyan Barok Ressam Giuseppe Maria Crespi 1665 yılında Bologna’da doğdu. Zamanın İspanyol moda tarzındaki gibi dar giysiler giydiği için İspanyol (Lo Spagnuolo) takma adıyla anıldı. İlk eğitimini Angelo Michele Toni’den aldıktan sonra Canuti’nin ve Cignani’nin atölyelerine geçti. 1686-88 yıllarında birlikte çalıştığı Burrini sanatçının gelişmesinde çok etkili oldu. Ressam Maratta, Crespi’nin üstün yeteneğini fark ederek onu atölyesine aldı. Crespi, Venedik, Parma, Urbino ve Pesara’yı kapsayan uzun bir gezi yaptıktan sonra Bologna’ya yerleşerek ona büyük ün kazandıran bir atölye açtı.

Bu atölyede beş oğlunun yanı sıra Pietro Longhi ve Piazetta gibi pek çok ressam yetiştirdi. 1691 yılında Bologna’da Pepoli Campogrande Sarayı’nın fresklerini yaptı. 1708 yılının başında “Masumların Katliamı” adlı tablosunu Toscana Prensi Ferdinano’ya hediye etti ve bir süre prensin misafiri oldu. 1709’da ailesi ile birlikte Floransa’ya döndükten sonra uzun süre Pratolino villasında kaldı. Uffizi’de birçok önemli esere imza attı. Resimlerinde pek çok mutfak ve ev içi görünümlerini konu edindi.

Eklektik bir sanatçı olarak bilinen Crespi, bir portre ressamı ve başarılı bir karikatüristti. Ayrıca Rembrandt ve Salvator Rosa’dan sonra tanınan bir gravür ustası oldu. Crespi, akademik hırslardan uzak, gösterişten kaçınan, içe dönük ve saygılı kişiliğiyle bir düşünür olarak kabul edilir. Gençliğinden beri kültürel gelişiminde, kararlı bir çizgide yol almıştır. Burrini’ye olan yakınlığı resimde, napoliten tarza ilgi duymasında rol oynamıştır. Resimlerinde zamanla açık-koyu renk karşıtlığından elde ettiği efektler kullanarak çok koyu bir fon üzerinde netleşen biçimler ve gerçek dışı ışıklarla konularına önem kazandırmaya başladı.

Tablolarında sadece figürleri değil, onları tamamlayan fondaki ayrıntıları da unutmuyordu. Eserlerinde keskin hatlar eriyor yumuşak bir hava kazanıyor ve sanatçının fırça vuruşları hafifleyerek resim daha canlı bir görünüm elde ediyordu. Crespi, git gide, günlük, insancıl konulara ilgi duymaya başladı. Bunlar dışında bazı görkemli ve barok eserler de yaptı. Gençliğinden beri canlı ve derin izlenim gücüyle, çağının önde gelen ressamı olmayı başaran Crespi, 1745 yılında görme yetisini kaybettiği için resim yapmayı bırakmak zorunda kaldı ve 1747 yılında öldü.